Share This Article
Hüseyin Oylupınar
Akademik Danışman,
Doğu ve Orta Avrupa Çalışmaları, Dış Politika Enstitüsü
Araştırmacı,
Rusya ve Avrasya Çalışmaları Enstitüsü, Uppsala Üniversitesi
@oylupinar
Bu serinin ikinci kısmında Rus ordusunun savaşın ilk aşamasının bitişine işaret eden başarısız performansı, Kıyiv yenilgisi, Rus ordusunun moral eksikliği ile uğradığı kayıplar üzerine bilgi ve gözlemler paylaşacağım.
İkinci En Güçlü Ordunun Güçsüzlüğü
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ilk haftasında Rus ordusunda organizasyon zayıflıkları gözlendi. Bu özellikle cephe gerisinde işleyen bir lojistik hattın oluşturulamaması, Ukrayna hava sahasında Rus hava kuvvetlerinin hükmedici edici bir üstünlük sağlayamaması, Rus kara kuvvetlerinin somutlaşıp, iyi organize olan Ukrayna savunması ile karşılaşıp ilerlemesinin yavaşlaması, Kıyiv, Sumı, Harkiv ve Mıkolayiv gibi şehirlerin alınamaması hali ile kendini gösterdi. Rusya güçleri Donbas ile Perekop arasındaki bağlantıyı kurmak için Marıopol muhasarasını sürdürürken, Donbas’ta ise bazı küçük ölçekli yeni toprak kazanımları ile yetinmek zorunda kaldı.
Sahada gözlenen çabuk hız kaybı ve Rusya askeriyesinin dağınık görüntüsü Vladimir Putin’in nükleer silahların hazır hale geçirilmesi emrini vermesi ve Ukrayna savaş sahnesinde ise Harkiv ve Marıopol’ün şehirlerin asker ve sivil ayırt edilmeden bombalanmaya başlanmasına giden yolu hazırladı. Buna bir de topraklarını Rusya’nın saldırısı için kullandıran Beyaz Rusya’nın ikna edici görülmeyen bir referandum ile anayasasını değiştirerek A. Lukaşenko hükümetinin, Rus nükleer silahlarının topraklarına yerleştirebilmesi yeteneği kazanması ve savaşa Rusya yanında katılma ihtimali eklendi.
İlk haftayı takip eden günlerde Rus güçleri sahada çok büyük kazançlar elde edemediler. Bu dönemde nispeten küçük Herson şehrini ele geçirmelerine rağmen, Mıkolayiv üzerinden Odessa yönüne gitmeyi hedefleseler de bunda başarılı olamadılar (bunu başarmaları Moldova’da bulunan ve Rusya ile birleşmek isteyen ayrılıkçı Transnistria ile doğrudan kara bağlantısı oluşmasını sağlayacaktı). Ancak Donbas-Kırım hattında toprak kazançları (Marıopol şehir merkezi hariç) ve Harkiv ile Luhansk arasındaki hattın birleştirilmesi dışında Rusya hesabına yazılacak büyük ilerlemeler görülmedi. Sumı yönünden gerisini sağlama almadan ilerleyen hat ancak Kıyiv yakınlarına doğudan ulaşarak Kıyiv’in muhasarasını sağlamaya çalıştı ve bunu yaparken bazı toprak kazançlarını Rusya hanesine yazması mümkün oldu.
Kıyiv Yenilgisi ve Savaşta İkinci Aşama
Mart ayının sonunda ise Kıyiv şehrini muhasara etmek isteyen ilk kısımda bahsettiğim işgal kolları daha fazla kayıplara dayanamayıp geri çekilmeye başladılar. Bu Kıyiv şehrinin çevresindeki savaşı tarih Rus ordusunun kaybettiği ve savaşın gidişatını değiştiren önemli bir yenilgi olarak yazacaktır. Bu yenilgi ve takip eden çekilme ile beraber Rus Tümgenerali Konaşenkov (Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü) ve Korgeneral Sergey Rudskoy (Rus Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı Ana Operasyonel Müdürlüğü Başkanı, Mıkolyiv doğumlu ve babası Ukrain) 26 Mart’ta yaptıkları bir basın toplantısı ile Kıyiv’de bir yenilgiden bahsetmeden, Kıyiv yönündeki saldırılarının planları dahilinde, Ukrayna ordusunu zayıflatmak üzere taktik bir girişim olduğunu, bu ilk aşamada hedeflerine başarı ile ulaştıklarından bahisle artık ikinci aşamada Donbas yönündeki ofansif harekete yoğunlaşacaklarını bildirdiler.
Bu son on gün içinde meydana gelen savaş sahnesindeki değişiklik ile Rusya’nın Kıyiv, Çernihiv ve Sumı çevresindeki işgalini geri çekilerek sona erdirdiğini ve ana savaş sahnesi olarak doğuda Harkiv’den Donbas’a kuzeybatı-güneydoğu yönünde 450 km uzunluğa ve en derin olduğu yerde 250 km’ye ulaşan bir alan ile güneyde Herson-Donbas batı-doğu aksının kaldığı görülmektedir (güney aksta işgal kuvvetlerinin kuzey-güney derinliği 25 ile 35 km arasında değişmektedir, batı-doğu uzunluğu ise 500 km. civarındadır. Bu alana 2014’te işgal edilen Kırım’ı eklemek gerekir).
Moral, Motivasyon ve Kayıplar
Rus ordusu bu aşamaya kadar büyük bir moral-motivasyon ve disiplin eksikliği göstermektedir. Bu durum özellikle Rus askerlerin aileleri ile telefon konuşmalarında rastlanmaktadır. Savaşın ilk aşaması dikkate alındığında küçük rütbeli ve rütbesiz Rus askerlerin hemen hepsinin ifadelerinde nereye ve hangi nedenle gittiklerine dair fikirlerinin olmadığı görünmektedir. Çoğu anlatıdan tatbikat için Ukrayna sınırına geldikleri ve 24 Şubat günü Ukrayna sınırını geçmeleri ve ilerlemeleri emri verildiği anlaşılmaktadır. Yine bu veriler ışığında Rus askerlerin meşru olduğunu düşündükleri bir sebeple hareket etmedikleri, sınırlarından geçtikleri ülkenin insan ve askerlerini düşman olarak görmedikleri izlenmektedir. Bunun aksine rütbeli Rus subayların savaş emirleri ve hedefleri açısından bilgilendirildiği ancak altlarına fazla bir detay vermeden konvoy halinde ilerleme emri verdikleri anlaşılmaktadır. Bu işgalin erken döneminde rütbesiz ve küçük rütbelilerin istemedikleri bir savaşa sürüldüklerini anlamaları üzerine bazı direnişler gösterdikleri ancak ya kurşuna dizilmek, ya askeri mahkemede vatan hainliği suçlaması ile yargılanmak tehdidi ile işgal emirlerini yerine getirdikleri anlaşılmaktadır. Yine teknik dinlemeye takılan Rus asker-aile telefon konuşmalarında bazı Rus askerlerin üniformalarını çıkarıp ya teslim oldukları veya halka karıştıkları, kendilerini silahları ile yaralayıp savaş dışı kalmayı yeğledikleri örnekleri duymak mümkündür. Bu teknik dinleme kayıtları Rus ordusunun içinde bulunduğu düzensizliğin yüksek seviyesini farklı boyutlarıyla göstermektedir.
Rus ordusundaki motivasyon ve savaşın askerin gözünde meşruiyetinin eksikliği, ordunun talim ve terbiye eksikliği, teknik ve lojistik yetersizlikler, askeri teçhizatın bakımsızlığı ve eskiliği, Rus kumanda ve idare yapısının sahadaki gerçekliğe karşılık verememesi, Rus farklı askeri güç gruplarının kombine halde operasyon yönetmedeki zayıflığı da hesaba katılınca Rus ordusunun Ukrayna’da kolay, çabuk ve az maliyetli bir zaferi elde edememesini anlamlandırmak mümkündür. Bu dağınıklık içerisinde cephedeki sorunların çözülebilmesi için general rütbeli Rus subayların cephe önlerine geldikleri ve bugüne kadar yedisinin bu sayede öldürüldüğü gözlenmiştir (bu kayıpların bir tanesi dışındakileri Rusya teyit etmemektedir ancak karşı bir kanıtta sunmamaktadır). Rus ordusunun genel kayıplarına gelince, bazı bağımsız değerlendirmeler ölü, yaralı, kayıp ve esir toplam sayısının 40 ile 50 bin arasında olduğunu tahmin etmektedir. Kaybedilen asker sayısının önemli ölçüde olduğu ise Rusya Devlet Başkanı Basın Sözcüsü Dmitry Peskov tarafından da dile getirilmiştir. Ukrayna’yı işgal için harekete geçirilen ve 200.000 askere yakın olduğu tahmin edilen gücün 6 hafta içinde önemli bir kısmının savaşamaz hale geldiği anlamına gelmektedir. Tabur sayısı üzerinden değerlendirildiğinde (Buna Rus askeri sisteminde 600 ile 900 kontratlı asker içeren Tabur Taktik Grubu (TTG) denilmektedir – Батальонная тактическая группа, batal’onnaya takticheskaya gruppa) Ukrayna’ya giren tahmini 130 TTG’nin (Rus ordusunda 2021 verilerine göre toplam 170 TTG’si vardır. TTG’lere ek olarak Ukrayna’yı işgal eden orduyu yükümlü askerler, Ulusal Muhafızlar, tanınmayan Luhansk ve Donetsk halk cumhuriyetlerinden getirilen güçler ve destek grupları oluşturmaktadır). Pentagon kaynaklarının tahminine göre 50’ye yakın TTG asker ve teçhizat açısından yeniden yapılandırma gerektirecek kadar kayıp vermiş durumdadır. Bu tahmini kayıpların boyutu son günlerde gelen Rusya askeriyesinin 60 bin yedek askeri orduya çağırdığı bilgisi ile doğrulanmaktadır.
Devamı üçüncü kısımda …
8 Nisan 2022, Uppsala