Share This Article
Saparmyrat TUVAKBAYEV
31 Ocak 2022
VLADİMİR PUTİN, FRANSA CUMHURBAŞKANI EMMANUEL MACRON İLE TELEFON GÖRÜŞMESİ GERÇEKLEŞTİRDİ
Ukrayna çevresindeki durum ve Rusya Federasyonu’na uzun vadeli, yasal olarak güvence altına alınmış güvenlik garantilerinin sağlanmasına ilişkin konular hakkında görüş alışverişinde bulunuldu. Vladimir Putin bu sorunlara temel yaklaşımları bir kez daha ayrıntılı olarak özetledi.
Rusya ve Fransa cumhurbaşkanları arasında ikili görüşme çalışmasının yanı sıra telefonla daha fazla temasta bulunma kararlaştırıldı.
1 Şubat 2022
VLADİMİR PUTİN, İTALYA CUMHURİYETİ BAŞBAKANI MARİO DRAGHİ İLE TELEFON GÖRÜŞMESİ GERÇEKLEŞTİRDİ
Görüşme sırasında 29 Ocak 2022’de bu göreve yeniden seçilen İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella’ya tebriklerini ve en iyi dileklerini iletmesini istedi.
Vladimir Putin ve Mario Draghi, korona virüsün yayılmasına karşı her iki ülkede alınan önlemler hakkında bilgi alışverişinde bulundu.
Mario Draghi’nin Ukrayna çevresindeki durumun gelişmesiyle ilgili dile getirdiği endişeyle bağlantılı olarak Vladimir Putin, yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçınan Kiev’in eylemlerini, öncelikle Ukrayna içi çatışmayı çözmenin siyasi yönleri üzerinde değerlendirdi. Kiev makamlarının Minsk Tedbir Paketi’nin uygulanması için somut adımlar atması gerektiği vurgulandı.
Rusya Federasyonu’nun güvenliğinin uzun vadeli yasal olarak bağlayıcı garantilerinin geliştirilmesi ayrıntılı olarak tartışıldı. Vladimir Putin, Rus tarafının bu konudaki temel yaklaşımlarını sıralayarak, en üst düzeyde imzalanan AGİT belgelerinde yer alan güvenliğin bölünmezliği temel ilkesine uymanın önemine vurgu yaptı.
Başta ticaret, ekonomi ve enerji alanlarında işbirliği olmak üzere ikili gündemdeki bazı konulara değinildi. Vladimir Putin, İtalya’ya istikrarlı Rus doğalgazı tedariki sağlamaya devam etmeye hazır olduğunu yineledi ve önde gelen İtalyan girişimcilerle yaptığı son video konferans toplantısının sonuçlarından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Başkanlar, karşılıklı yarar sağlayan Rus-İtalyan ilişkilerinin geliştirilmesi adına diyaloğu sürdürme konusunda anlaştılar.
1 Şubat 2022
VLADİMİR PUTİN, KREMLİN’DE MACARİSTAN BAŞBAKANI VİKTOR ORBAN İLE GÖRÜŞTÜ
Ticaret, ekonomik, enerji, kültürel ve insani alanlarda ikili işbirliğinin daha da geliştirilmesi ve Avrupa güvenliğinin sağlanmasına ilişkin güncel sorunlar tartışıldı.
Görüşme sırasında Vladimir Putin, tüm bu kriz kısıtlamalarına rağmen COVID-19 ile birlikte mücadele etmeye çalıştığını, Macaristan’a iki milyondan fazla doz aşı sağlandığını, Sputnik Light’ın tescillenmesi ve onları üretebilecek teknolojinin sevkiyatı üzerinde çalıştıklarını dile getirdi. Tüm bu kısıtlamalara rağmen geçen yıl ticaret hacminin yüzde 30 arttığını beyan etti. Bunun ekonominin toparlanmasında iyi bir işaret olduğunu ifade etti.
“Paks” nükleer santralinin iki yeni blokunun inşasının sorunsuz bir şekilde devam ettiğini söyledi. Ayrıca Macaristan’ın tükettiği petrolün %55’i, doğalgazın %80’i Rusya’dan geldiğini ve her şeyin stabil çalıştığını bildirdi. Hatta Macaristan’a doğalgazı, dünya fiyatından beş kata kadar daha ucuz tedarik edildiğini ifade etti.
Güvenlik konusunda Vladimir Putin şunları ekledi:
“Ve elbette, Avrupa’daki mevcut güvenlik durumu hakkında sizinle görüş alışverişinde bulunmak benim için çok önemli olacaktır. Bu konuda karşılıklı taahhütlerin sonuçlandırılması için önerilerimizi NATO ve ABD’ye gönderdiğimiz biliniyor ve bu sürecin nasıl geliştiği hakkında sizi memnuniyetle bilgilendireceğim.”
Viktor Orban, konuşmasında Nisan ayında beklenilen seçimlere katılacağını, bu işbirliğinin yine uzun yıllara sürdürüleceğini belirtti. Aşı ve enerji olmak üzere Rusya’nın bu iki önemli hususta yardımda bulunduğu için Devlet Başkanı V.Putin’e teşekkürlerini sundu. Günümüzde Avrupa’nın enerji sorunu yaşadığını ve bu bağlamda Rusya ile uzun vadeli enerji tedariki anlaşmasının imzalanmasının büyük başarı olduğunu dile getirdi.
Güvenlik konusunda V.Orban, bu görüşmenin sadece işbirliği değil, aynı zamanda barış misyonu olduğunu, hiçbir Avrupa Birliği ülkesinin savaş istemediğini açıkladı.
Viktor Orban: “Macaristan, Rusya’dan tamamen farklı büyüklükte bir ülkedir. Elbette dünya siyasetinin meselelerine sadece büyük ülkeler karar verebilir. Ancak barışın güçlendirilmesi ve anlaşmalara varılması konusunda yapabileceğimiz katkıyı sağladığımızı umuyorum.”
1 Şubat 2022
MACARİSTAN BAŞBAKANI VİKTOR ORBAN İLE MÜZAKERE SONUCU BASIN TOPLANTISINDA V.PUTİN’İN UKRAYNA VE GÜVENLİK KONUSUNDA AÇIKLAMASI
Vladimir Putin’in konuşmasından tam çeviri:
Vladimir Putin: “Davranışlarımızın mantığını ve önerilerimizi bir kez daha açıklayayım.
Bildiğiniz gibi bize NATO blokunun altyapısını bir karış bile doğuya ilerletmeme sözü verildi. Bunu herkes iyi biliyor.
Bugün NATO’nun nerede olduğunu görüyoruz ; Polonya, Romanya, Baltık ülkeleri. Bir şey söylediler ama başka bir şey yaptılar. Halk arasında ne denir, aldattılar, kandırdılar. Peki, tamam.
Ardından ABD, Anti-Balistik Füze Antlaşması’ndan çekildi. Bunu yapmaması için uzun süre anlaşmaya çalıştık. Bu, dünyada güvenliği sağlayan temel anlaşmalardan biridir. Yine de ABD ne istediyse onu yaptı, çekildi ve şimdi füze savunma rampaları Romanya’da bulunuyor ve Polonya’da oluşturuluyor, henüz yapmadıysalar muhtemelen yakında yapacaklar. Orada ise üzerine Tomahawk’ın yerleştirilebileceği MK-41 fırlatıcıları duruyor. Yani, artık bir füzesavar değil, bölgemizi binlerce kilometre boyunca kaplayacak vurucu sistemler. Bu bizim için bir tehdit değil midir?
Şimdi diyorlar ki, bir sonraki adım olarak Ukrayna’nın NATO’ya kabul edilmesi gerekiyor.
Ne söyleyeceğimi dikkatle dinleyiniz. Nitekim Ukrayna’nın doktriner belgelerinde, Kırım’ı askeri yollarla geri alacakları yazmaktadır. Halka söyledikleri bu değil ama belgelerinde ise yazılı.
Ukrayna’nın bir NATO üyesi olduğunu hayal edelim: silahlarla dolu, – Polonya ve Romanya’da olduğu gibi – modern saldırı sistemleri var. Kim engel olacak. Kırım’a yönelik operasyonlar başlatıyor, şimdi Donbass’tan bahsetmiyorum bile. Burası egemen Rus bölgesidir. Soru bu anlamda bizim için kapanmıştır. Ukrayna’nın bir NATO ülkesi olduğunu ve bu askeri operasyonları başlattığını hayal edelim. NATO blokuyla mı savaşmalı mıyız? Bunun hakkında kimse düşündü mü? Hayır, gibi görünüyor.
Şimdi Minsk anlaşmalarının uygulanmasına değinir olursak. Bir yandan Ukrayna’nın bunları yerine getirmek istediği yönünde açıklamalar duyuyoruz. Minsk anlaşmalarına uymamakla sürekli suçlanıyoruz. Aynı zamanda, Ukrayna bu Minsk anlaşmalarını yerine getirirse dağılacağına dair kamuoyu açıklamaları var. Ama kimse Rusya için bu tür tehditler yaratırsa, kendisi için de benzer tehditler yaratacağını düşünmedi mi?
Bunların hepsi, çok dikkatli bir şekilde ele alınmasını ve birbirlerinin çıkarlarının dikkate alınmasını gerektiren konulardır. Bize her ülkenin kendi güvenlik sistemini seçme hakkına sahip olduğunu söylüyorlar. Buna katılıyoruz. Ancak bana öyle geliyor ki, ABD, Ukrayna’nın güvenliği konusunda çok fazla endişe duymuyor ancak arkaplanda bir yerde bunu düşünüyor olabilirler. Asıl görevleri Rusya’nın gelişimini engellemektir. İşte bütün mesele budur. Bu anlamda, Ukrayna’nın kendisi, bu hedefe ulaşmak için sadece bir araçtır.
Bu farklı yollarla yapılabilir: Bizi bir tür silahlı çatışmaya çekerek, diğer şeylerin yanı sıra Avrupa’daki müttefiklerini – bize bugün ABD’nin bahsettiği – çok sert yaptırımları dayatmaya zorlayarak. Ya da Ukrayna’yı NATO’ya çekerek, orada saldırı silah sistemlerini konuşlandırarak ve bazı Banderalıları Donbass veya Kırım sorununu silah zoruyla çözmeye teşvik ederek. Ve böylece bizi yine de silahlı bir çatışmaya çekmektir.
Tüm bu sayısız soruna derinden ve ciddi bir şekilde bakarsak, durumun böylesine olumsuz bir şekilde gelişmesini önlemek ve bundan kaçınmak istiyorsak, Rusya dâhil tüm ülkelerin çıkarlarını gerçekten dikkate almamız ve bu soruna çözüm bulmamız gerektiği açıkça ortaya çıkıyor.
Hiçbir ülkenin güvenliğini başkalarının güvenliği pahasına sağlayamayacağının yazılı olduğu İstanbul ve Astana’da anlaşmalarına uygun olan, ilgili anlaşmaları neden imzaladık? Burada Ukrayna’nın NATO’ya kabulünün güvenliğimizi sarstıracağını söylüyor ve buna dikkat etmenizi rica ediyoruz. Açık kapı politikası hakkında konuşuyorlar. O nerden çıktı ki? NATO’nun açık kapı politikası var. O nerede yazılı? Hiçbir yerde. 1949 Tarihli antlaşmanın 10. maddesinde, eğer yanlış hatırlamıyorsam, NATO’nun kurulmasında, ittifak, tüm NATO üyeleri ve katılımcıların rızasıyla, diğer Avrupa ülkelerini bu örgüte kabul edebileceği yazıyor. Yapabilir ama mecbur değil.
Aynı ABD, aynı NATO. Ukrayna’ya da şunu diyebilir: Güvenliğinizi sağlamak istiyoruz, buna değer veriyoruz, özleminize saygı duyuyoruz, ancak sizi kabul edemeyiz, çünkü daha önceden kabul ettiğimiz başka uluslararası yükümlülüklerimiz var. Ukrayna için anlaşılmaz ve hatta incitecek olan ne var?
Ve bu süreçteki tüm katılımcıların çıkarlarını ve güvenliğini sağlamanın bir yolunu bulunması gerekiyor: Ukrayna’nın da, Avrupa ülkelerinin de ve Rusya’nın da. Ancak bu teklif ettiğimiz belgelere ciddi, düşünceli bir tavırla yaklaşarak yapılabilir.
Bu çalışma devam eder diye umuyorum. Dün Fransa Cumhurbaşkanı ile de konuştuk, kısa bir sürede O da Moskova’ya gelebilir, bu meseleleri onunla da görüşeceğiz.
Umarım, sonunda çözümü buluruz. Kolay değil aslında, bu konuda kendimize bir hesap veriyoruz ama bugün bunun olacağı hakkında konuşmaya henüz hazır değilim elbette.
2 Şubat 2022
VLADİMİR PUTİN, İNGİLTERE BAŞBAKANI BORİS JOHNSON İLE TELEFON GÖRÜŞMESİ GERÇEKLEŞTİRDİ
Ukrayna içi kriz ve Rusya Federasyonu’nun güvenliğinin uzun vadeli yasal olarak sabit garantilerinin sağlanmasına ilişkin durum bağlamında oldukça ayrıntılı bir görüş alışverişinde bulunuldu.
Rusya Devlet Başkanı bu konulara ilişkin temel yaklaşımları özetledi. Özellikle, Kiev’in Minsk anlaşmalarını kronik olarak sabotaj etmesine dikkat çekildi. NATO’nun, güvenliğin bölünmezliği temel ilkesiyle çelişen, ittifakın sözde açık kapı politikasına yapılan göndermelerin arkasına saklanırken, Rusya’nın sağlam temellere dayanan endişelerine yanıt verme konusundaki isteksizliği kaydedildi.
3 Şubat 2022
VLADİMİR PUTİN’İN ÇİN HABER AJANSI “XİNHUA” İÇİN YAZDIĞI MAKALESİ YAYINLANDI
Makalenin orijinalinden tam çeviri:
“RUSYA VE ÇİN: GELECEĞE ODAKLANAN STRATEJİK BİR ORTAKLIK”
Çin’e yeni ziyaretimin öncesinde, en büyük haber ajansı olan Xinhua’nın geniş Çinli ve yabancı izleyici kitlesine doğrudan hitap etme fırsatına sahip olduğum için mutluyum.
Ülkelerimiz, yüzyıllardır süren dostluk ve güven gelenekleriyle bağlı olan yakın komşulardır. Ve yeni bir döneme giren Rusya-Çin kapsamlı ortaklık ve stratejik işbirliği ilişkilerinin benzeri görülmemiş bir düzeye ulaştığını, verimlilik, sorumluluk ve geleceğe bağlılık modeli haline geldiğini çok takdir ediyoruz. Geçen yıl yirminci yılını kutladığımız İyi Komşuluk, Dostluk ve İşbirliği Antlaşması’nda ülkelerimiz ortak çalışma için temel ilke ve esasları belirlemiştir. Her şeyden önce bu; eşitliktir, siyasi ve ideolojik konjonktürden birbirlerinin çıkarlarının gözetilmesidir. Siyasi diyaloğumuzu yıldan yıla süreklilik ruhu içinde tutarlı bir biçimde bu ilkeler üzerinde derinleştiriyoruz. Koronavirüs pandemisinin neden olduğu zorluklara rağmen, ekonomik ortaklık potansiyelini dinamik olarak inşa etmeye ve insani değişimleri genişletmeye çalışıyoruz.
Önümüzdeki ziyaret sırasında Başkan Xi Jinping ile ikili, bölgesel ve küresel gündemdeki önemli konuları kapsamlı bir şekilde gözden geçireceğiz. Bir Çin atasözü der ki, “Bütün yıl için planlar ilkbaharda yapılmalıdır.”
Kuşkusuz, iş bağlarının geliştirilmesine özel önem vermeyi planlıyoruz. Bunun için gereken tüm imkânlar var. Çünkü ülkelerimiz uzun vadeli kalkınma sorunlarını başarıyla çözmemizi sağlayan ciddi finansal, endüstriyel, teknolojik ve insan kaynaklarına sahiptir. İstikrarlı ekonomik büyüme sağlamak ve vatandaşların refahını arttırmak, rekabet gücünü sağlamlaştırmak ve modern risklere ve meydan okumalara karşı birlikte savunmak için birlikte çalışmaktır.
2021’in sonunda karşılıklı ticaret üçte birinden fazla artarak, 140 milyar dolarlık rekor seviyeyi aştı. Ticareti yılda 200 milyar dolara çıkarma hedefimize emin adımlarla ilerliyoruz. Yatırım, üretim ve tarımsal sanayi sektörlerinde bir dizi önemli girişim uygulanmaktadır. Özellikle, Hükümetlerarası Yatırım İşbirliği Komisyonu’nun portföyü 120 milyar doların üzerinde 65 projeyi içermektedir. Madenlerin çıkarılması ve işlenmesi, altyapı tesislerinin inşası ve tarım gibi sektörlerde işbirliğinden bahsediyoruz.
Ulusal para birimlerinde uzlaşma uygulamalarını sürekli olarak genişletiyor ve tek taraflı yaptırımların olumsuz etkisini dengelemek için mekanizmalar geliştiriyoruz. Bu çalışmada kayda değer önemli husus, 2019 yılında Rusya ve Çin hükümetleri arasında hesaplama ve ödemeler konusunda Anlaşmanın imzalanması oldu.
Ülkelerimiz arasında karşılıklı yarar sağlayan bir enerji ittifakı kurulmaktadır. Çin’e uzun vadeli Rus hidrokarbon tedariğinin yanı sıra, bir dizi büyük ortak projeyi hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bunlardan biri, geçen yıl Devlet Şirketi Rosatom’un katılımıyla Çin nükleer santrallerinde dört yeni güç blokunun inşasıdır. Bütün bunlar, Çin’in ve bir bütün olarak Asya bölgesinin enerji güvenliğini önemli ölçüde sağlamaktadır.
Ulusal navigasyon sistemlerinin kullanımı ve Uluslararası Bilimsel Ay İstasyonu projesinin uygulanması dâhil olmak üzere bilgi ve iletişim endüstrisinde, tıpta, uzay araştırmalarında ortaklıklar geliştirmede geniş bir fırsat alanı görüyoruz. 2020-2021 yıllarında ülkelerimizde gerçekleşen “çapraz” bilimsel, teknik ve yenilikçi işbirliği yılları, ikili ilişkilerin güçlendirilmesine ciddi bir ivme kazandırdı.
Çinli meslektaşlarımıza, Rus aşısı Sputnik V ve Sputnik Light’ın Çin Halk Cumhuriyeti’nde üretiminin kurulmasındaki yardımları ve ülkemize gerekli koruyucu ekipman tedarikinin zamanında organizasyonu için minnettarız. Bu işbirliğinin büyüyeceğini ve güçleneceğini umuyoruz.
Rusya’nın stratejik görevlerinden biri, Sibirya ve Uzak Doğu’nun hızlandırılmış sosyo-ekonomik kalkınmasıdır. Bu bölgeler Çin’in en yakın komşularıdır. Ve bölgeler arası bağları aktif olarak geliştirme niyetindeyiz. Çin yatırımını ve teknolojisini çekmek, küresel ulaşım, ticaret yollarını genişletmektir. Böylece Baykal-Amur ve Trans-Sibirya demiryollarının modernizasyonu başladı. 2024 yılına kadar, transit kargo hacmindeki artış ve nakliye süresindeki azalma nedeniyle verimleri bir buçuk kat artacaktır. Rusya’nın Uzak Doğusundaki liman altyapısı da büyümektedir. Bütün bunlar, Rus ve Çin ekonomilerinin birbirini bütünler hale gelmesini daha da arttıracaktır.
Ve elbette, doğanın ve ortak ekosistemlerin dikkatli bir şekilde korunması, ikili sınır boyu ve bölgelerarası işbirliğinin güncel bir alanı olarak kalmaktadır. Bu konular her zaman ülkelerimizin kamuoyunun ilgi odağındadır ve bunları görüşmelerde geniş bir yelpazedeki insani konuların yanı sıra kesinlikle ayrıntılı olarak tartışacağız.
Rusya ve Çin, binlerce yıllık özgün geleneklere ve muazzam kültürel mirasa sahip güçlerdir ve hem ülkemizde hem de yurtdışında ilgi sürekli olarak yüksektir. Evet, son iki yılda pandemi nedeniyle turist sayısı, ortak toplu etkinlikler, vatandaşlarımız arasındaki doğrudan temaslar azaldı. Ancak, eksikliği telafi edeceğimize ve şartlar elverdiği ölçüde vatandaşlarımızı iki ülkenin tarihini ve bugünkü yaşamını tanıyacak yeni eğitim programlarını başlatacağımızdan şüphem yok. Böylece, Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping ile 2022 ve 2023’te fiziksel kültür ve spor alanında Rus-Çin İşbirliği Yılını düzenlemeye karar verdik.
Tabii ki, mevcut ziyaretin önemli bir kısmı güncel uluslararası konuların tartışılması olacaktır. Rusya ve Çin’in dış politika koordinasyonu, küresel ve bölgesel sorunların çözümüne yönelik yakın ve örtüşen yaklaşımlara dayanmaktadır. Ülkelerimiz, modern, basit olmaktan uzak uluslararası durumda önemli bir istikrar sağlayıcı rol oynamakta, bu sistemi daha adil ve kapsayıcı hale getirmek için devletlerarası ilişkiler sisteminin demokratikleşme süreçlerine katkıda bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler’in dünya meselelerindeki merkezi koordinasyon rolünü güçlendirmek için birlikte çalışıyoruz.
Rusya ve Çin, BRICS, RIC, Şanghay İşbirliği Örgütü ve diğer birliklerdeki en geniş gündemde aktif olarak işbirliği yapıyoruz. G20’de, ister pandemi ile mücadele ister iklim gündeminin uygulanması olsun, belirli tavsiyeleri formüle ederken ulusal özelliklerin dikkate alınmasını savunuyoruz. Büyük ölçüde Roma’daki G20 zirvesinin sonuçlarını takiben ülkelerimizin 2021’deki dayanışma pozisyonu sayesinde, ekonomik büyümeyi yeniden sağlamak, aşıları ve aşı sertifikalarını tanımak, enerji geçişini optimize etmek ve dijitalleşmenin risklerini azaltmak için uluslararası işbirliği konusunda dengeli kararlar almak mümkün oldu.
Ayrıca uluslararası ticaret konularında da uyumlu pozisyonlarımız var. Küresel tedarik zincirlerini yeniden başlatmak için, Dünya Ticaret Örgütü’nün kurallarına dayalı, açık, şeffaf ve ayrımcı olmayan çok taraflı bir ticaret sistemini savunuyoruz. Daha Mart 2020’de Rusya, herhangi bir yaptırımı, siyasi ve idari engeli dışarıda tutabilecek, ticarette “yeşil koridorlar” konusunda bir girişim önerdi. Uygulanması, pandeminin ekonomik sonuçlarının üstesinden gelmek için iyi bir yardımcıdır.
Dünya çapında önem taşıyan en önemli olay, Pekin’de başlayan 24. Kış Olimpiyat Oyunları’dır. Rusya ve Çin, spor gelenekleri ile ünlü ve uluslararası yarışmalara layık bir biçimde ev sahipliği yapan önde gelen spor güçleridir. 2008 Yaz Olimpiyatları’nın açılış töreni için Ağustos 2008’de Pekin’e yaptığım ziyareti sevgiyle hatırlıyorum. Renkli gösteri, Rusya’dan gelen misafirler ve sporcular tarafından uzun süre hatırlandı ve oyunlar, Çinli arkadaşlarımızın doğasında bulunan ölçek ve olağanüstü misafirperverlik ile organize edildi. Buna karşılık, 2014 yılında Soçi’deki Kış Olimpiyat Oyunlarının açılışında Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping’i ağırlamaktan memnuniyet duyduk.
Ne yazık ki, birkaç ülkenin spor konularını hırsları lehine politize etme girişimleri son zamanlarda yoğunlaştı. Bu temelde yanlıştır ve Olimpik Antlaşma’nın ruhuna ve ilkelerine aykırıdır. Sporun gücü ve büyüklüğü, insanları birleştirmesinde, kendi ülkene zafer ve gurur anları yaşatmasında, dürüst, adil, tavizsiz bir mücadeleden keyif almasındadır. Bu tür yaklaşımlar uluslararası Olimpiyat hareketine katılan devletlerin çoğunluğu tarafından paylaşılıyor.
Çinli arkadaşlarımız Kış Olimpiyatları ve Paralimpik Oyunlarına kaliteli hazırlık için büyük bir çaba sarf ettiler. Çin’in temsili uluslararası yarışmaların kusursuz organizasyonundaki geniş deneyiminin, bu dünya spor festivalini en üst düzeyde düzenlemeyi mümkün kılacağına inanıyorum. Rusya ve Çin takımlarına etkileyici sonuçlar ve yeni rekorlar diliyorum.
Kaplan Yılının başlangıcına işaret eden Bahar Şenliği vesilesiyle dost Çin halkına en içten tebriklerimi sunuyorum. Sağlık, refah ve başarılar diliyorum.
4 Şubat 2022
VLADİMİR PUTİN, ÇİN HALK CUMHURİYETİ DEVLET BAŞKANI Xİ JİNPİNG İLE PEKİN’DE BİR ARAYA GELDİ
Müzakerelerde ikili gündeme ve ticari ve ekonomik işbirliğine önem verildi. Çin Devlet Başkanı, ülkeler arasındaki ticaret hacmini 250 milyar dolara çıkarma niyetini açıkladı. Rus devlet başkanı, ulusal para birimlerinde ödeme pratiğinin genişletilmesi konusunu da gündeme getirdi. Özellikle ikili askeri-teknik işbirliğini görüşüldü. Ayrıca korona virüs enfeksiyonuna karşı aşıların karşılıklı olarak tanınması ve epidemiyolojik duruma göre sınırların açılması konularına da değinildi.
Öğle yemeği sırasında liderler, Rusya Federasyonu için güvenlik garantisi dahil olmak üzere uluslararası duruma ve bölgesel konulara dikkat çekti. Xi Jinping, Vladimir Putin’e Tek Çin ilkesine tam desteği için teşekkür etti.
KAYNAKLAR:
Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesi, http://kremlin.ru/