Share This Article
[prisna-google-website-translator]
TENSION BETWEEN IRAN AND ISRAEL WITH A VIEW TO SYRIA
Suriye üzerinden İran-İsrail gerilimi
BY CİHAD CAMGÖZOĞLU
İran İslam Cumhuriyeti kurulduğu günden bu yana Müslüman Devletler arasında İsrail’in varlığına en çok karşı çıkan devlet konumunda bulunmaktadır. Hatta İran Cumhuriyeti kendi kuruluş ideolojisini İsrail karşıtlığı üzerine yerleştirdiği söylenebilir. İsrail Devleti de İran’nın bu tutumuna karşı onun uluslararası alandaki gücünü ve etkinliğini kısıtlamayaçalışmakta ve Batı Dünyasına İran Devletini özgür dünyanın en büyük düşmanı olarak sunmayı amaçlamaktadır. Böylece, iki devlet arasındaki ilişkiler yıllardan beridir çok gergin bir konumda bulunmaktadır. Ancak son birkaç yıldır süren Suriye İç Savaş bu iki ülke arasındaki gerginliğin silahlı çatışmaya dönmesine yol açmıştır.
Özellikle Trump’ın izlediği İran karşıtı politikalardan biri olan ABD ‘nin İran hükümetiyle yaptığı anlaşmalardan geri çekilmesi , İran- İsrail gerilimini başka bir boyuta taşımıştır. İran tarihinde ilk kez İsrail Devletini direktolarak hedef almıştır.İran Devrim Muhafızlarına bağlı Kudüs Gücü, 9 -10 Mayıs gecesi İsrail’in işgali altında bulunan Golon Tepelerine Suriye üzerinden yaklaşık olarak 20 kadar füze fırlattı. İran’nın bu saldırısına İsrail’in tepkisi gecikmedi.İsrail güçleri Suriye’nin güneyinde bulunan Kuneytra iline bağlı Baas ve Hadar bölgelerine tank atışları ve hava saldırıları düzenledi.[1]İsrail ordusundan yapılan açıklamaya göre İran’ın attığı füzelerin hiç birinin Demir Kubbe Savunma sistemi sayesinde İsrail topraklarına ulaşamadığı belirtildi.[2]Suriye tarafından yapılan açıklamda ise İsrail’in hava saldırıları sebebiyle bir radar istasyonu ve cephaneliğin yok edildiği açıklandı .Ayrıca Suriye yetkilileri İsrail’in saldırıları sebebiyle 3 kişinin öldüğü ve 2 kişinin yaralandığı belirtildi. Ancak ölen veya yaralanan kişilerin İran yetkilileri olup olmadığına yönelik bir açıklamada bulunulmadı. İsrail Savunma bakanı Libermanbu saldırılar neticesinde İran’ın Suriye’deki bütün alt yapısının çökertildiğini duyurdu.[3]İran ve İsrail arasında yaşanan bu çatışma dünya medyasının dikkatini Orta Doğuya yöneltmesine sebep oldu. Al Jezeraa İsrail’in saldırısının Suriye İç Savaşında yeni bir cephe açtığını ileri sürdü. [4] BBC ise yaşanan bu gelişmeleri İran’nın Suriye’de askeri olarak konuşlanmasına yönelik şu ana kadarİsrail’in gösterdiği en şiddetli askeri tepki olduğunu belirterek, iki ülkenin savaşa mı sürükleneceği sorusunu akıllara getirdi.[5]
[1]https://www.cnnturk.com/dunya/iran-ilk-kez-direkt-olarak-israili-hedef-aldi-israilden-yanit-gecikmedi
[2]https://www.cnnturk.com/dunya/israil-suriyeye-saldirdi
[3]https://www.cnnturk.com/dunya/suriye-ordusu-israilin-saldirisinda-3-kisi-oldu
[4]https://www.aljazeera.com/news/2018/05/israel-opened-front-syria-war-180510122121138.html
[5]http://www.bbc.com/news/world-middle-east-44067804
—
Sutiation in Korea: Towards Unification?
BY TAHA ACAR[1]
Starting with Kim Dae-Jung government, South Korea used Sunshine Policy that aims to persuade North Korea towards unification by using methods such as engagments, cooperations and exhanges.
And finally, 27 April 2018 marks an incredible day in Korean peninsula. For the first time in history, North Korean leader Kim Jong-un entered the borders of South Korea to meet President Moon Jae-in for peace talks. Now, Panmunjom Border bears the mark of this historic moment.
At the end of the talks, the parties signed ‘’Panmunjeom Declaration for Peace, Prosperity and Unification of the Korean Peninsula’’ which officially ended war between two countries and started to work towards reducing nuclear arms on Korean Peninsula.
For this important event, I want to argue two points.
Firstly, our experience in history always reminds us the unification of Germany. Though, it should be remembered that the unification of Germany happened because of people that tried to breach the border between two countries. In North Korea-South Korea problem, I firmly believe that the leaders will determine the outcome as Trump administration pressuring North Korea’s leader Kim, China’s cap on oil supplies on North Korea and ban imports of North Korean steel which are the sanctions set by the UN[2], and Moon Jae’in’s utmost attention will play preeminent roles.
Secondly, I think a unification in near future is unlikely but North Korean regime is exhausted because of the UN sanctions and the unpredictable behaviour of its important neighboring ally China.[3] Before a unification, important issues should be solved such as nuclear capabilities and missile tests of North Korea and the UN sanctions. After an agreement is made, I think just like Germany example, the poor party will dissolve itself and join the prosperous party.
While nothing is certain, Korean Peninsula could see a peaceful future and only one country on itself.
Kaynakça
https://thediplomat.com/2018/01/chinas-approach-to-north-korea-sanctions/,Erişildi 9.05.2018.
https://www.express.co.uk/news/world/790523/north-korea-allies-china-russia-kim-jong-un/, Erişildi 9.05.2018.
http://www.bbc.com/news/world-asia-43914208/, Erişildi 9.05.2018.
[1] Taha Acar, Dış Politika Enstitüsü Stajyeri.
[2]Ramani, Samuel, ‘’China’s Approach to North Korea Sanctions’’, The Diplomat, 10 Ocak 2018.
[3] For a better picture: https://www.express.co.uk/news/world/790523/north-korea-allies-china-russia-kim-jong-un. As mention above, China both criticized North Korea for its actions and even applied UN sanctions.
—
ABD’NİN İSRAİL İÇİN ULUSLARARASI HUKUKU VE BM KARARLARINI İHLALİ
BY BEYZA AKTEPE
Müslüman halklar için önemli olan Kudüs’ün İsrail’in başkenti ilan edilmesi, Gazze’nin her yıl olduğu gibi Ramazan ayından önce bombalanmasının basit bir tesadüf olmadığı aşikâr. Kudüs, üç semavi din olan İslam, Yahudilik ve Hristiyanlık için çok kutsal yerleri içinde barındırıyor. Kutsal yerlerin önemli bir kısmı Doğu Kudüs’te yer alıyor. Burada Müslüman, Yahudi, Hristiyan ve Ermeni halklara ait yerleşim yerleri bulunmaktadır. Hz. Muhammed’in göğe yükseldiği yer olarak inanılan, Doğu Kudüs’te bulunan Mescidi Aksa Müslümanlar için oldukça önemli. Mescidi Aksa’ya çok yakın bir bölgede bulunan ağlama duvarı ise Yahudiler için önem taşımaktadır. Aynı şekilde Hristiyanlar ve Ermeniler içinde önemli yerler vardır. Bu sebeple paylaşılamayan bir yer olan Kudüs geçtiğimiz günlerde uluslararası kamuoyunun tepkisine yol açan olaylara sahne oldu.
ABD Başkanı Trump’ın dünyayı hiçe sayarak aldığı hukuksuz kararı- ABD büyükelçiliğini Tel-Aviv’den Kudüs’e taşıması olayların fitilini ateşledi. Bu haberin ardından tepki gösteren Filistin halkı, İsrail-Gazze sınırında toplanarak protesto gösterilerine başladılar. “Kudüs’te coşkulu kutlamaların yapıldığı sırada, Gazze-İsrail sınırında, tüm dünyanın gözü önünde korkunç bir katliam yaşanıyordu. İsrail’in 70’inci yıldönümüne denk getirilen açılış, burada Filistinliler tarafından protesto edildi. İsrail güçlerinin gösterilere silahlı müdahalesi sonucu aralarında çocukların da bulunduğu yaklaşık 60 kişi hayatını kaybetti, 2 bin 700’ü aşkın sivil ise yaralandı.”[1] Keskin nişancılar tarafından vurulan yüzlerce insanın vurulmasına kılıf arayan İsrail’in Belçika büyükelçisi açıklamasında öldürülen kişilerin hepsinin terörist olduğu açıklamasını yaptı. Başka bir açıklamada ise 3 kişinin tel örgülere bomba yerleştirmeye çalıştığını iddia eden İsrail kabahatine mazaret uydurdu.
Uluslararası kamuoyunda büyük tepkilere yol açan bu olayı devlet liderleri de kınadılar. “ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararına İsrail’den teşekkür, Filistin’den kınama geldi. Alman hükümeti de Trump’ın kararını desteklemediğini açıkladı.”[2] Türkiye’de ise ulusal yas ilan edildi. “Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ise “ABD yönetimini bu yanlış kararı gözden geçirmeye ve hesapsızca adımlardan kaçınmaya çağırıyoruz” ifadelerine yer verildi. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ayrıca Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “ABD yönetiminin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığı ve İsrail’deki Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyacağı yönünde yaptığı sorumsuzca açıklamayı büyük endişeyle karşılıyor ve kınıyoruz. Bu karar uluslararası hukukun ve ilgili BM kararlarının açık bir ihlalidir” dedi.”[3] İran’da Türkiye gibi ABD’nin kararının uluslararası hukukun ve BM’nin bir ihlali olduğunun açıklamasını yaptı. “İran’ın başkenti Tahran’da İran Meclisi Başkanı Ali Laricani’nin başkanlığında, İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkeleri Parlamento Birliği (İSİPAB) Filistin konulu olağanüstü toplantı düzenledi. Toplantıda konuşan Laricani, “ABD’nin Filistin aleyhindeki girişimleri cevapsız kalmayacaktır. Trump’ın kararını şiddetle kınıyoruz.” ifadelerini kullandı.”[4] Çin’in yeni devlet başkanı da Trump’a tepki gösteren liderler arasında yerini aldı. “Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdulaziz’in Arap Birliğini, Filistin halkına yönelik işlenen suçlar karşısında “birleşik bir Arap duruşu ortaya koymak” amacıyla toplantıya çağıracağı bildirildi.”[5]
Karara tepkiler çığ gibi büyürken büyükelçiliğin Kudüs’e taşınması kararının bölgede yeni ayaklanma ve sorunlara yol açacağı düşünülüyor. Uluslararası kamuoyu ve devlet liderleri tarafından tepkilere yol açan bu olayın etkisi gündemi uzun süre düşmeyeceği aşikâr.
Kaynakça
[1] http://www.hurriyet.com.tr/dunya/kuduste-kutlama-gazzede-katliam-59-olu-2770-yarali-40836747
[2] http://www.dw.com/tr/trump%C4%B1n-kud%C3%BCs-karar%C4%B1na-tepki-ya%C4%9Fd%C4%B1/a-41684841
[3] http://www.dw.com/tr/trump%C4%B1n-kud%C3%BCs-karar%C4%B1na-tepki-ya%C4%9Fd%C4%B1/a-41684841
[4] https://www.milligazete.com.tr/haber/1541978/irandan-abd-ve-israile-tepki-karsiliksiz-kalmayacak
[5] http://www.haberturk.com/suudi-arabistan-arap-birligini-filistin-icin-toplayacak-1967847