Share This Article
Doç. Dr. Ali Oğuz Diriöz
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi
Eylül 2023’te Hindistan’da yapılacak olan ve dolayısıyla yaklaşmakta bulunan G-20 Zirvesi, yapay zekadan (AI) başlayıp Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) kripto para birimleri üzerinde öngördüğü yeni rejime kadar uzanan ve ayrıca jeopolitik ve jeo-ekonomik alanları da ilgilendiren dünyadaki birçok acil konuyu ele alan önemli bir forum olacaktır. Ukrayna’daki savaş ve Rusya’da meydana gelen Wagner olayı, özellikle Avrasya ticareti, bölgesel enerji ve küresel gıda konularında önemli belirsizlikler yaratmış olacaktır.[1] Bu aynı zamanda ev sahibi ülke Hindistan’ın 2023 yılının Nisan ayı itibarıyla ilk kez Çin’i geride bırakarak dünyanın en kalabalık ülkesi konumunda bulunacağı ilk toplantı olacaktır.[2] Bu nedenle, bu makale, bu küresel meydan okumalar ışığında, özellikle Türkiye ve Hindistan arasındaki ikili ilişkilerin yeterince değerlendirilmemiş potansiyelini ele alacaktır.
20’ler Grubu’nun (G20) 18. Zirvesi, 9-10 Eylül 2023 tarihlerinde Hindistan’ın Yeni Delhi kentinde yapılacaktır.[3] G20, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 Daimi üyesinden (ABD, Rusya, Çin, Fransa ve Birleşik Krallık) ve bunlara ilaveten Brezilya, Hindistan, Güney Afrika, Almanya, İtalya ve Türkiye dahil olmak üzere önde gelen 14 küresel ekonomiden ve bölgesel bir örgüt olarak Avrupa Birliği’nden oluşmaktadır. İspanya gibi bazı ülkeler de tipik olarak daimi davetli misafirlerdir. Bu, 17. Yüzyılda Vestfalya Barışı ve 19. Yüzyılda Viyana Kongresi günlerinden kalma bir Çok Taraflılık, Uluslararası Zirveler ve Kongre Diplomasisi geleneğidir. Başlıca küresel aktörler, bu tür çok taraflı platformları esas olarak, bazen küresel meydan okumaların ele alındığı bir danışma mekanizması olarak kullanırlar. İklim Değişikliği, pek çok konudaki çeşitli ve farklı siyasi tutumlarından bağımsız olarak, tüm G20’nin ele alması gereken büyük bir ortak küresel sorun olarak akla gelmektedir.
Yaklaşan G20 bağlamında nispeten az araştırılmış olan ikili ilişkilerden biri de Türkiye-Hindistan ilişkileridir. Sömürgecilik karşıtı hareketlerde ve Küresel Güney’de geleneksel olarak önemli bir ses olan Hindistan, çeşitli aktörler arasında dengeleyici bir politika izlemiştir. Örneğin Hindistan, bir yandan (Başbakan Modi’nin Haziran 2023’teki son ziyaretinde vurgulandığı gibi) QUAD grubu yoluyla ABD gibi çeşitli devlet gruplarına dahil olurken, diğer yandan Rusya ve Çin gibi OECD dışı devletlerle BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) grupları aracılığıyla ilgilenmektedir. Hindistan aynı zamanda Şanghay İşbirliği Teşkilatı’nın (SCO) bir parçasıdır ve Türkiye ise Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) bir üyesidir.
Hindistan, küresel siyaset ışığında ve özellikle Küresel Güney’le ilgili olarak nispeten barışçıl bir üne sahiptir. Ana sebeplerden biri, Hindistan Birliği’nin 1947’de İngiliz sömürge yönetiminden bağımsız hale gelmesi ve Soğuk Savaş boyunca 3. dünyaya ve ardından Küresel Güney’e (Global South) liderlik eden önde gelen bir anti-emperyalist aktör olmasıdır.[4] Türkiye, bölgesel siyasette de pek çok açıdan güvenilir bir aktör siciline sahipti. Örneğin 1980’ler boyunca İran-Irak savaşında Türkiye hem İran’la hem de Irak’la ticaret yaptı. Türkiye bugün hem Rusya hem de Ukrayna ile görüşebilen ender aktörlerden biri olmaya devam ediyor.[5] Erdoğan’ın 2023’teki 3. cumhurbaşkanlığı yemin törenine hem Azerbaycan Cumhurbaşkanı hem de Ermenistan Başbakanı geldiler.[6] Türkiye Cumhuriyeti, Doğu ile Batı arasında önemli roller oynamaya devam etmekte ve küresel ticaret için bir lojistik üs olmayı hedeflemektedir. Türkiye, demokratik değerler de dahil olmak üzere, bölge çapında işbirliği ve dostluk bağları kurmayı hedeflemektedir. Türkiye ve G20’deki pek çok ülke, kısmen yeni dünya düzeninde etkili yönetişimi teşvik etmek ve böylece bağları güçlendirmek için ekonomik işbirliğini ve ticareti ilerletmek amacıyla bir araya gelmekedir. Yaklaşık 18 aydır devam eden yoğun Rusya-Ukrayna çatışması, akılcı ve egemenlikten taviz vermeyen bir dış politikanın Atatürk’ten Türkiye Cumhuriyeti’ne kalan nasıl önemli bir miras olduğunu ve bunun Gandhi ve Hindistan’ın barışçıl ilke geleneğiyle de uyumlu bulunduğunu göstermektedir. Diğer hususların yanı sıra, Rusya’nın yakın zamanda yaşadığı Wagner olayı, paralı asker gruplarının nasıl o ülkenin kendisine karşı dönen iki ucu keskin bir kılıç haline gelebileceğini gösteriyor. İşbirliği, dost ülkelerin farklı çıkar ve görüşlere sahip olmayacağı anlamına gelmez. Bununla birlikte, farklılıklara takılıp kalmadan barışçıl işbirliğini ilerletmek, bölgesel ve küresel istikrarı desteklemek için elzemdir.
Dolayısıyla G20 toplantısı, Türkiye-Hindistan ikili ilişkilerinde de pozitif işbirliği gündemlerine öncelik verme olasılıklarını keşfetmek için harika bir fırsat olacaktır. Yeni işbirliği fırsatlarının başlangıçta sosyo-kültürel ve ekonomik yönlere odaklanması beklenmektedir. Bir yandan ekonomik kalkınma ve diğer yandan ortak küresel hedefler ve değerler doğrultusunda, örtüşen ekonomik çıkarlarla ikili ilişkilerin geliştirilmesi, ilişkilerin gelecekte gelişmiş işbirliği fırsatları için umut verici olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda, Hindistan’ın üst düzey şirketler, kuruluşlar ve hükümetlerdeki birçok üst düzey yönetici aracılığıyla sahip olduğu küresel etkiyi de hatırlamakta fayda vardır. Örneğin, yeni Dünya Bankası Başkanı Banga, Hindistan kökenli bir ABD vatandaşıdır. Hint diasporası, dünya çapında ve özellikle Asya’da, ayrıca İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’nde geniş bir ağa sahiptir. Başta İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ve ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris olmak üzere dünyadaki Hint kökenli siyasetçiler, Hindistan ile ilişkilerin geliştirilmesi çerçevesinde, dolaylı olarak büyük önem arz edeceklerdir (Dolaylı olarak, çünkü Banga, Harris ve Sunak ABD ve Birleşik Krallık vatandaşlarıdır). Hindistan’ın hızla artan nüfusu, yeni bir dünya jeo-ekonomisinde çok sayıda fırsatın yanı sıra meydan okumalar da sunacaktır. Bölgesel ve küresel istikrar ortamında bölgesel ticaret ve ekonomik işbirliğini teşvik etmeye yönelik ortak değerler çerçevesinde, özellikle örtüşen konularda ortak bölgesel ve küresel barışçıl politikalar geliştirilmelidir.
Bu bağlamda ilişkilerin akılcı, makul, dengeli ve istikrarı yayan ilkeler temelinde sürdürülmesinin önemi, SCO ve TDT arasında daha fazla ortak toplantı gibi hızla gelişen örgütler arası işbirliği için de önem taşımaktadır. Türkiye ile Hindistan arasında demokrasi ve insan hakları gibi ortak değerler, Batılı ülkelerle (AB ve NATO üyeleri gibi) mevcut bağları korumak için gereklidir, ancak aynı zamanda Doğu’ya örnek teşkil etmesi için de önemlidir. Ne Türkiye’nin ne de Hindistan’ın Batı’ya yönelik politikaları, Doğu’yla olan ilişkileri pahasına değildir ve olmamalıdır. Bu, Türkiye ve Hindistan arasında örtüşen ve potansiyel olarak paylaşılan büyük bir hedeftir. Türkiye’nin ‘Yeniden Asya’ girişimi ve buna paralel olarak Orta Koridor ve Yeni İpek Yolu politikalarına daha fazla öncelik verilmesi sonucunda, Hintli şirketlerle potansiyel olarak daha fazla yatırım ve ortaklıkları içerebilecek seçenekler de geliştirilmelidir. Hindistan’la işbirliği, Küresel Güney’le işbirliğine daha fazla değer katacaktır.
Orta Asya Cumhuriyetleri ve Moğolistan, Japonya, Güney Kore ve diğer Hint-Pasifik Güneydoğu Asya ülkeleri gibi Doğu ülkeleri ile bağların ve iş birliğinin güçlendirilmesi, dünyanın en büyük demokrasisi ve şimdi dünyanın en büyük nüfuslu ülkesi olan Hindistan’la benzer değer ve ilkeler çerçevesinde iş birliğini de geliştirecektir.
[1] Temizer, M. Anadolu Ajansı (25.06.2023), “Latvia warns of ‘unpredictable developments’ in region after latest events in Russia Considering recent developments in Russia, we remain vigilant, says Foreign Ministry spokesperson.” (Letonya, Rusya’daki son olayların ardından bölgedeki ‘öngörülemeyen gelişmeler’ konusunda uyardı Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Rusya’daki son gelişmeleri göz önünde bulundurarak tetikte olduklarını söyledi.) ANADOLU AJANSI WEB SİTESİ: https://www.aa.com.tr/en/europe/latvia-warns-of-unpredictable-developments-in-region-after-latest-events-in-russia/2931023 (Accessed: 26.06.2023)
[2] UN Department of Economic and Social Affairs (24 April, 2023): UN DESA Policy Brief No. 153: India overtakes China as the world’s most populous country: https://www.un.org/development/desa/dpad/wp-content/uploads/sites/45/PB153.pdf (Accessed: 26.06.2023)
[3] G20 Leaders’ Summit (2023): https://www.g20.org/en/g20-india-2023/new-delhi-summit/ (Accessed: 26.06.2023)
[4] Stuenkel, O. (2019). India-Brazil-South Africa dialogue forum (IBSA): the rise of the global South (Hindistan-Brezilya-Güney Afrika diyalog forumu – IBSA: küresel Güney’in yükselişi). Routledge.
[5] Dirioz, A.O. (2022). “As Russia-Ukraine Conflict Drags On, Can Türkiye Develop into a New Global Supply Chain and Logistics Center?” (Rusya-Ukrayna Çatışması Sürerken, Türkiye, Yeni Küresel Tedarik Zinciri ve Lojistik Merkezi Olarak Gelişebilir mi?) Avrasya Dünyası – Eurasian World 2022/10: 11 , Pp 29-34. Publisher
Terazi Yayıncılık / AVİM | https://avim.org.tr/tr/Dergi/Avrasya-Dunyasi-Eurasian-World-1/11
[6] Euronews (03.06.2023) “Cumhurbaşkanı Erdoğan yemin ederek görevine başladı” Euronews : https://tr.euronews.com/2023/06/03/cumhurbaskani-erdogan-yemin-ederek-gorevine-basliyor (Accessed: 26.06.2023)