Share This Article
Ömer Göktuğ KARAAHMET, Ekim 2021.
AB ve Polonya Arasındaki Güç Mücadelesi: Ulusal Yasalar mı Yoksa Avrupa Birliği (AB) Yasaları mı Öncelikli: Polexit İhtimali
Varşova’nın sağ parti hükümeti (PIS) ile AB arasında son yıllarda farklı konularda problemler yaşanıyor. Daha önce kürtaj yasağı, LGBTIQ+ karşıtı ve ayrımcı yaklaşımlar, medyaya uygulanan baskıcı politikalar ve mültecilerin kabulü gibi konularda almış olduğu kararlarla eleştirilerin hedefinde olan Varşova, bu kez hukukun üstünlüğü konusunda Brüksel ile çatışma yaşıyor.
Polonya Anayasa Mahkemesi, Avrupa Birliği (AB) hukukunun belirli konularda ulusal yasalara üstünlüğü ilkesini reddetti. Anayasa Mahkemesi kararında, AB sözleşmesinin bazı maddelerinin Polonya Anayasası ile uyumlu olmadığını belirtti. Perşembe günü Yargıç Bartlomiej Sochanski, “AB Antlaşması Polonya hukuk sisteminde anayasaya tabidir… ve Polonya hukuk sisteminin herhangi bir parçası gibi, anayasaya uymak zorundadır” dedi (BBC News Türkçe, 2021). Bunun üzerine AB tarafından Polonya’ya karşı çok sert tepkiler geldi. Avrupa Parlamentosu Başkanı David Sassoli, “Polonya’da bugünün kararı sonuçsuz kalamaz. AB hukukunun önceliği tartışılmaz olmalıdır. Bunu ihlal etmek, Birliğimizin kurucu ilkelerinden birine meydan okumak anlamına gelir.” ifadesini kullandı. Avrupa Birliği Komisyonu, AB hukukunun itibarını korumak için kendisine verilen yetkiyi kullanmakta tereddüt etmeyeceğini belirtti (DW Türkçe, 2021). AB içerisinde Polonya Anayasa Mahkemesi’nin bu kararına tepkili olan birçok yetkili kişi Polonya’ya karşı mali yaptırımlar getirilmesini de talep etmiştir.
Ulusal yasalar mı yoksa AB yasaları öncelikli tartışmasını şu şekilde yorumlayabilirim: AB’nin temel yapı taşlarından bir tanesi AB hukukunun ulusal mevzuata üstünlüğüdür. Buna anayasal hükümler de dahildir. Bunlara ek olarak Avrupa Adalet Divanı kararları bütün üye devletlerin kurumları ve ulusal mahkemeleri için bağlayıcı özelliğe sahiptir. AB üyeliğinin ortak değerlere, ortak bir Avrupalı kimliğe ve kurallara tam ve sınırsız bağlılık olduğunu düşünüyorum. Avrupa Birliği ulus-üstü bir örgüt olduğu için Birliğe üye olan devletler, AB’ye üye olmadan önce Birlik müktesebatına, kurallarına ve değerlerine uymayı peşinen kabul ederler ve bu doğrultuda sahip oldukları egemenlik haklarının bir kısmını Avrupa Birliği kurumlarına devrederler. Yani üye ülkeler, Avrupa Birliği yasalarının kendi ulusal yasalarından üstün ve öncelikli olduğunu kabul ederek üye olurlar. Bu durum Avrupa Birliği müktesebatında çok açık bir şekilde ortaya konulmuştur. Bundan dolayı Polonya yargısından böyle bir kararın çıkması, Polonya’nın Avrupa Birliği üyeliğinin temeline ve mantığına aykırı bir durum teşkil eder. Polonya’nın üye olurken kabul ettiği kurallara karşı günümüzde aldığı bu tavır kesinlikle kabul edilemez. Avrupa Birliği’nin müktesebatı gayet açıktır. Bütün üye ülkelerin Avrupa Birliği yasalarına saygı göstermesi ve uyması gerektiği ortadadır. Bu Polonya için de geçerli olmalıdır. Bu durum bir hukuki yükümlülüğü de kapsıyor. Polonya Anayasa Mahkemesinin aldığı bu karar, AB yasalarına ve değerlerine bir saldırı olarak değerlendirilebilir. Avrupa Birliği yasalarının önceliği ve üstünlüğü tartışılmaz olmalıdır. Bunun tersini yapmak, Birliğin temel ilkelerine karşı gelmektir.
Son yıllarda, yukarıda bahsedilen sorunlardan dolayı Avrupa Birliği ile Polonya arasında yaşanan gerilimin çok yüksek olduğu görülüyor. İki taraf arasında yaşanan bu gerilim, Brexit’in ardından Polexit kavramının daha çok konuşulmasını da beraberinde getiriyor. Peki bu Polexit kavramı nedir? Polexit, Polonya’nın Avrupa Birliği’nden varsayımsal olarak ayrılması anlamına gelmektedir. Polonya hükümeti ile AB arasında son günlerde yaşanan kriz, Polexit konusunu gündeme getirdi. Polonya’da birlikten ayrılmak istemeyen birçok kişi ise sokaklara dökülerek protesto gösterilerinde bulundu. Halk, hükümetin AB karşısındaki sert tavrını eleştirdi (Intell4 Strategy News, 2021).
Polexit’in gerçekleşmesi mümkün görünmemektedir. AB üyeliği Polonya’ya bugüne kadar birçok şey kazandırmıştır. Bu kazanımların başında, Polonya’nın, komünizm sonrası dönemde AB’nin doğrudan etkisiyle, demokratikleşmesi ve Avrupalılaşması gelmektedir. AB’nin normları ve değerleri, Polonya’da hukukun üstünlüğü, insan hakları ve yargı bağımsızlığı vb. gibi kavramların gelişim göstermesinde önemli rol oynamıştır. Bu kazanımlara ek olarak ekonomik açıdan AB üyeliğinin Polonya’ya katkısı çok önemlidir. Polonya ihracatının ve ithalatının çok büyük bir kısmını AB üyesi devletlerle yapmaktadır. Bu sebepten ötürü Polonya’nın AB’den ayrılması, Polonya’ya çok ciddi ekonomik sıkıntılar getirebilir. Buna ek olarak Polonya, daha önce AB’den ayrılan İngiltere gibi güçlü bir ekonomiye sahip olmadığı için ayrılık sonrası dönemde tek başına ekonomik olarak hayata tutunması neredeyse imkansızdır.
Sonuç olarak, Polonya’nın AB’den ayrılması gerçekliği olmayan bir ihtimal olarak görünmektedir. Böyle bir ayrılık yaşansa bile Polexit, her şeyden önce en çok Polonya’ya zarar verecektir. Bundan dolayı Polonya ve AB arasındaki gerilimin düşürülmesi ve ayrılma konusunun gündemden çıkarılması en mantıklı seçenektir.
KAYNAKÇA
BBC News Türkçe (2021, 8 Ekim). Polonya’da Anayasa Mahkemesi, AB hukukunun ulusal mevzuata üstünlüğünü reddetti. https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-58836842
DW Türkçe (2021, 8 Ekim). Polonya ve AB arasında hukuk depremi. https://www.dw.com/tr/polonya-ve-ab-arasında-hukuk-depremi/a-59446533
Intell4 Strategy News, (2021, 20 Ekim). AB-Polonya gerilimi tırmanmaya devam ediyor. https://www.intell4.com/polexit-ne-anlama-geliyor-ingilterenin-ardindan-polonya-da-abden-ayrilabilir-mi-haber-191404