Share This Article
Amerikan Kongresi’nin F-16 Satışına Onayı, Washington ve Ankara
Prof. Dr. Ali Serdar Erdurmaz
12 Şubat 2024
İsveç’in NATO üyeliğini Ankara’nın onaylaması sonrasında ABD Başkanı Biden Türkiye’ye 23 milyar dolar tutarındaki F-16 satışını onayladığını açıklamıştır. Onayı takip eden süreçte ABD Kongresi’nin de bu satışı onaylaması gerekmekteydi. Ankara’ya yapılacak bu satış paketinin içeriğinde Yunanistan’a yapılacak 8,6 milyar dolara mal olacak 40 F-35 tedariği de yer almaktaydı. Yunanistan Ankara’ya yapılacak bu tedariğin halen Doğu Akdeniz’de potansiyel çatışma ortamı varken ve Ege’de sorunlar çözüm beklerken mevcut dengeleri bozacağı savıyla karşı çıkmaktaydı. Başkan Biden bu suretle silah satışında karşılıklı dengeleri gözetlediğini gösterme yoluna gitmiştir.
Türkiye bu paket ile 40 adet yeni gelişmiş Block 70/71 Viper konfigürasyona[1] sahip F-16 uçağının yanı sıra, mevcut 79 adet F-16 savaş uçağını modernize etmek için 79 adet Block 70/71 paketini de envanterine dahil edecektir. Ayrıca, 900 havadan havaya atılan füze ve 800 bomba ile 20 milyar dolarlık bir alım yapma imkânına sahip olacaktır. Ancak, Lockheed Martin firmasında daha evvel sipariş edilmiş satışlar olması ve ayda bir defada dört uçağın imal edilme kapasitesinin bulunması nedeniyle tedariğin en erken 2027 yılında gerçekleşebileceği ifade edilmektedir.
ABD Başkanı Biden 26 Ocak 2024 tarihinde Ankara’nın talebi hakkında Kongre’ye resmi bildirimde bulunmuştur. Kongre yasal olarak on beş günlük bir inceleme süresi sonunda ya onaylayacak veya satışa itiraz edecekti. Bir senatörün gündeme getirdiği itiraz gündemi olumsuz etkilememiştir. Kongre’nin on beş günlük sürenin sonunda sessiz kalmasıyla ABD Silah İhracat Kontrol Yasası (AECA) gereği satışın önünde herhangi bir engel kalmamıştır.
Türkiye-ABD arasındaki savunma iş birliğinde Amerikan Kongre’sinin oldukça etkin rol oynadığı bilinmektedir. 1974 Kıbrıs Harekâtı sonrası, 1975-1978 tarihlerinde kongre Ankara’ya silah ambargosu uygulamıştır. Son 15 yılda Amerika’nın Türkiye’ye silah transferine ait muhtelif girişimler kongrenin engeli ile karşılaşmıştır. En son, Ankara’nın Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi tedariki karşısında Trump yönetiminin Türkiye’yi F-35 programından çıkartması ve kongrenin yaptırımlarıyla karşı karşıya kalmamız bu konuda örnek teşkil etmektedir.[2]
ABD Kongresinin onayının arkasında, Türkiye’nin Ukrayna savaşında oynadığı rolün önemi ortaya konulurken, NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip olması ve ittifak üyeleri arasında dayanışmanın pekiştirilmesinin elzem olduğu görüşleri ağır basmaktadır.
Kongrenin bu satışa onay vermesiyle Washington -Ankara arasında yeni bir uzlaşma döneminin başladığına şahit olmaktayız. Washington açısından kongre onayının anlamı,
- Her ne kadar Washington Ankara’nın NATO’dan ve ABD politikalarının dışında bağımsız bir dış politika uyguladığından yakınsa da güçlü bir ittifak üyesini kaybetmeyi göze almamaktadır.
- Ankara’nın NATO üyesi olarak Ukrayna savaşına verdiği destek ve yakınlık Rusya’ya karşı Ankara’nın dikkatli bir politika izlediği işaretini vermektedir.
- Halen İsrail-Hamas savaşı bütün şiddeti ile sürerken, İran’ın bölgede etkinliği, Suriye ve Irak’taki belirsizlik, Rusya’nın Suriye’deki mevcudiyeti ve Yemen’e kadar uzanan İran etkisi güçlü bir Türkiye’nin bölgede “güvenlik tesis” eden olarak mevcudiyetini elzem kılmaktadır.
- Washington’un Ankara ile ilişkisinin bozulmasıyla birlikte Ankara’nın Çin ile iş birliğine kayma tehlikesi Çin’in yükselişi ile engellenemez hale gelmesinin NATO ittifakı ve ABD aleyhine olacağı değerlendirilebilir.
Ankara açısından, Kongre onayının önemi,
- Washington’un Türkiye gibi güçlü bir NATO müttefikini kaybetmek istemediği konusunda teminat verdiği anlamına gelmektedir. ABD her şeye rağmen inişleriyle, çıkışlarıyla Ankara ile ilişkilerini sürdürme kararlılığındadır. Halen Türkiye, Norveç AB üyesi değildir. Ankara ABD ile AB ordusu kurulmasında birlikte hareket edebilecek ülkelerden biridir.
- Ankara’nın ısrarla F-16 uçaklarını yenileme ve ABD ile savunma iş birliğini devam ettirme isteği Türkiye’nin batı ile entegrasyonda kararlılığını ifade etmektedir.
- Savunma ve silah tedariği konusunda Rusya ve Çin ile anlaşmaya girilmemesi Ankara’nın hangi çevrede veya eksende kalmak istediğinin en açık göstergesidir.
- Ankara bölgede güçlü bir yapı ile barışa katkıda bulunacağını son olarak en üst düzeyde Yunanistan’a yapılan ziyaret ile gündeme getirmiş ve güvenlik ve barışın sağlanması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Bu hem AB ve hem de NATO içinde bir güvence ifade etmektedir.
- Bütün bunlara rağmen Ankara ulusal çıkarların ve deniz hak ve menfaatlerinin sağlanmasında ne kadar kararlı olduğunu son derece çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermiştir.
[1] https://www.lockheedmartin.com/content/dam/lockheed-martin/aero/documents/F-16/F-16_Block_70-72_Product_Card_August_2021.pdf